NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’S-SİYER

<< 2284 >>

إعطاء العبد الأمان

73- Köle'nin Eman Vermesi

 

أخبرنا أحمد بن حفص قال حدثني أبي قال حدثني إبراهيم بن طهمان عن الحجاج عن قتادة عن أبي حسان الأعرج عن الأشتر أنه حدثه أنه قال لعلي إن الناس قد تفشغ فيهم ما يسمعون فإن كان رسول الله صلى الله عليه وسلم قد عهد إليك عهدا فحدثنا به قال ما عهد إلي رسول الله صلى الله عليه وسلم عهدا لم يعهده إلى الناس غير أن في قراب سيفي صحيفة قال فإذا فيها إن إبراهيم حرم مكة وأنا أحرم المدينة وإنها حرام ما بين حرتيها لا تقطع منها شجرة إلا لعلف بعير ولا يحمل فيها سلاح لقتال ومن أحدث حدثا فعلى نفسه ومن أحدث حدثا أو آوى محدثا فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين لا يقبل منه صرف ولا عدل المؤمنون تتكافأ دماؤهم يسعى بذمتهم أدناهم وهم يد على من سواهم لا يقتل مؤمن بكافر ولا ذو عهد في عهده

 

[-: 8628 :-] Ebu Hassan el-A'rec anlatıyor: Eşter, Hz. Ali'ye: "insanlar arasında dedikodu çoğaldı. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sana (özel) bir sözü veya vasiyeti olduysa bizlere de söyle" dedi. Hz. Ali de: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in bana has bir sözü ve vasiyet! olmadı. Ancak bu yönde kılıcımın kınında bir sahife var" karşılığını verdi. Sahifeyi açtığımızda içinde şöyle yazılıydı: "İbrahim (a.s.) Mekke'yi haram kıldı. Ben de Medine'yi haram kılıyorum. Medine'nin iki dağı arasında bir ağaç bile kesilemez. Ancak develerin yemesi için kesilebilir. Burada öldürmek için silah da taşınmaz. Kim bir bid'at ortaya koyarsa, bu kendi aleyhinde olur. Kişi bir bid'at ortaya koyar veya bir bid'atçıyı himaye ederse Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olur. O kimsenin ne farzı, ne de nafilesi kabul olunur. Müminlerin kanları kısasta birbirine eşittir. Onların konum olarak en aşağıda olanı bile düşmanı himayesi altına alabilir. Onlar başkalarına karşı birlik içindedirler. Bir mü'min kısas olarak kafir karşılığmda öldürülemez. Müslümanlarla anlaşması olan da anlaşmaya uyduğu müddetçe öldürülmez. "

 

Tuhfe: 10259

6922 hadiste geçti.

 

 

أخبرنا محمد بن المثنى قال حدثنا يحيى بن سعيد قال ثنا سعيد عن قتادة عن الحسن عن قيس بن عباد قال انطلقت أنا والأشتر إلى علي فقلنا هل عهد إليك نبي الله صلى الله عليه وسلم شيئا لم يعهده إلى الناس عامة قال لا إلا ما كان في كتابي هذا خرج كتابا من قراب سيفه فإذا فيه المؤمنون تتكافأ دماؤهم وهم يد على من سواهم ويسعى بذمتهم أدناهم ألا لا يقتل مؤمن بكافر ولا ذو عهد في عهده من أحدث حدثا فعلى نفسه أو آوى محدثا فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين

 

[-: 8629 :-] Kays b. Ubad der ki: Eşter'le birlikte Hz. Ali'ye gittik ve: "Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sana has bir sözü veya vasiyeti oldu mu?" diye sorduk. Ali: "Şu sahifedekiler dışında bana has bir sözü ve vasiyeti olmadı" dedi ve kılıcının kınından bir sahife çıkardı. içinde şöyle yazıyordu: "Müminlerin kanları kısasta birbirine eşittir ve başkalarına karşı birlik içindedirler. Onların konum olarak en aşağıda olanı bile düşmanı himayesi altına alabilir. Kafiri öldüren mümine kısas yapılmaz. Müslümanlarla anlaşması olan da anlaşmaya uyduğu müddetçe öldürülmez. Kim bir bid'at ortaya koyarsa bu kendi aleyhinde olur. Kişi bir bid'atçıyı himaye ederse Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olur. "

 

Tuhfe: 10257

6910 hadiste geçti.

 

 

إعطاء الوليدة الأمان

74- Ümmü Veled'in Eman Vermesi

 

أخبرنا أبو الأشعث عن خالد قال حدثنا شعبة عن سليمان قال سمعت إبراهيم عن الأسود عن عائشة قالت إن كانت المرأة لتجير على المسلمين وقال مرة أخرى إن كانت الوليدة

 

[-: 8630 :-] Esved'in bildirdiğine göre Hz. Aişe: "Eğer bir kadın Müslümanlara karşı (kafire) eman verecek olursa bu geçerli olur" demiştir. Bir defasında da: "Eğer bir ümmü veled ... " lafzını kullanmıştır.

 

Tuhfe: 15968

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2764) rivayet etti.